9 Haziran 2009 Salı

Sedef Avci Vs Bergüzar KoreL

Geleceğimde Halit olacak


Güzel oyuncu Bergüzar Korel, Halit Ergenç’le yaşadığı aşkın eşsiz olduğunu söyledi ve ekledi: O benim en yakın dostum ve sırdaşım. Halit’in kız arkadaşı olduğum için çok mutluyum.

Geçmişe dair çok daha olgun… Belli ki yaşadıkları Bergüzar’a çok şey katmış. Artık pek çok şeyi umursamadığını anlatıyor. Hakkında üretilen dedikodulara, incitici yorumlara da aldırmıyor. Şu an Halit Ergenç ile yaşadığı büyük aşkın keyfini süren Korel, kendini şanslı hissediyor ve böylesine bir aşk yaşattığı için Tanrı’ya şükrediyor. Güzel oyuncu özel hayatını, çalışmalarını vemuhtemel projelerini JOY Dergisi’ne anlattı.

-Sizi ilk kez ‘Kurtlar Vadisi Irak’ filmindeki ‘Leyla’ rolüyle tanıdık. Ondan önce nerelerdeydiniz?

Ondan önce okul vardı;Mimar Sinan Üniversitesi Tiyatro Bölümü. Konservatuvardan sonra annemve babamla ‘Zeytin Dalı’ adlı dizide oynadım. Kurtlar Vadisi Irak’ benimiçin çok güzel bir deneyimdi.

-Çok olumlu eleştiriler almıştınız. Arapça’yı da harika konuşmuşsunuz. Nasıl hazırlandınız o role?

Ben orada Kürtçe de konuştum, Arapça da, Arap aksanıyla İngilizce de. Bir iPod’umvardı. Arapça ve Kürtçe sahnelerimi sürekli dinliyordum. Ezber oynadımyani. Herhalde Tanrı bir güç verdi bana.

-Şöhretiniz Bergüzar’ın önüne geçiyormu? Herkes sizi olmadığınız biri gibi tanıyor olabilir mi?

Evet. İnsanlar tanıdıkları zaman şaşırıyorlar. “Ayy sen çocukmuşsun” diyenler de var, antipati duyanlar da. Ama ben artık kimseye kendimi ifade etmek zorunda olmadığıma inanıyorum; çünkü bunun için yeteri kadar çabaladım. Benimiki ayrı hayatım yok, tek hayatım var.

-Yani kendinizi tanıtmaktanmı vazgeçtiniz, yoksa bunu başardınız mı?

Benim insani ilişkilerimde sonsuz çabam vardır. Eskiden çıkan her yazıda üzülür ve kendimi ifade etmeye çalışırdım. Artık bunu yapmıyorum. Ben bütün kötü sözlerin, kötü enerjilerin bir bataklık olduğunu düşünüyorum. Siz o bataklıkta aklanmaya çalıştıkça, çırpındıkça daha çok batıyorsunuz. Ben buyum, gerçek beni görmek isteyen görür, görmek istemeyen için artık çabalamam.

-Sizce dizilerde karaktermi daha çok öne çıkıyor, yoksa oyuncu mu?

Artık hepsi karışmaya başladı. Kızmamak gerekiyor. Dizilerle insanların evine giriyorsunuz. Beni Şehrazat zannediyorlar. Dolayısıyla ben bir yere gidip eğlendiğimzaman bu garip algılanıyor. Ben dans edersem, “Şehrazat’ın
dağıtan görüntüleri” diye haberler çıkıyor. Öyle haberler harmanlanıyor ki annemarayıp soruyor: “Kızımsen nerede dağıttın?” diye. Benimde duygularım, korkularımvar. Savunmasız kaldığımzamanlar var, bunları kimse düşünmedi, anlatabiliyor muyum? Biraz kızgınım ama nötr olmaya çalışıyorum.

-Halit Ergenç ile nerede tanıştınız?

Konservatuvardayken tanışmıştık. Beş sene önce, dersten çıktıktan sonra bir arkadaşla bir yere girip oturmuştuk. Dersin analizini yapıyorduk. Halit annemle aynı dizide oynamıştı, biliyordum onu, ama henüz tanışmamıştık. Bu yüzden “Merhaba” dememiştim. Biz konuşurken “Ben de üniversitedenim” dedi. Sonra okulda karşılaştık ve tanışmış olduk.

-Böyle durumlarda her iki taraf birbirini baştan iyi tanır, huyunu suyunu bilir. Sizde de durum böyle mi?

Benim hayattaki en yakın dostları mannem, ablam, Halit ve çocukluk arkadaşlarım. Her şeyimi Halit’le paylaşıyordum, çok ılımlı bir insandır. Çok anlatır ve sabırlıdır. En önemlisi çok iyi bir sırdaştır Halit. Peki sizce hayatında bir şeylerin ters gittiğini bilen, eksiklik hisseden iki dostun birbirini tamamlamasıyla ortaya çıkan bir aşk olabilirmi sizinkisi? Bunlar çok bıçak sırtı konular, yazıldığı gibi algılanamayabilir. Sadece şunu söyleyebilirim: Benim geçmişimde Halit vardı, geleceğimde de Halit olacak, başka da kimse olmayacak. Her zaman onunla arkadaş olmaktan, sırdaş olmaktan, şimdi onun kız arkadaşı olmaktan çok mutluyum. Bizimyaralarımız, sevinçlerimiz, mutluluklarımız vardı birbirimizden bağımsız. Bunları yaşarken birbirimizle dosttuk. İkimiz de biliyoruz neye nasıl tepki vereceğimizi, nasıl yaşadığımızı. Ben çok ağladımonun omzunda, ben onu çok dinledim ya da o beni çok dinledi.

-Aşık olunca nasıl hissedersiniz?

Şu an yaşadığım duygu benim bir uzvumgibi. Aşkın çok ötesinde bir şey. “Aşk olmazsa yaşayamam” diyenlerden değilim, ama yaşadığım benim için paha biçilmez. Her sabah evimin balkonuna çıktığım zaman (bunu gerçekten her sabah yapıyorum), onunla her şeyi görebildiğim, onunla nefes alabildiğimiçin Tanrı’ya şükrediyorum.

Bergüzar Tiyatroya Dönüyor


“Binbir Gece” bittikten sonra tiyatro yapmayı düşündüğünü belirten Bergüzar Korel, “Bu benim hayalim, asıl mutlu olduğum alan tiyatro sahnesi” dedi.

Yeni bir oyunda, konservatuardan arkadaşı olan Sinan Tuzcu ile birlikte çalışacağını belirten Korel, “Şimdi beni oyunculuk konusunda beni tek heyecanlandıran, Sinan’ın projesi… Bu benim kararım. Artık hayatımı kendi istediğim gibi yaşamayı düşünüyorum. Başkalarına malzeme olmayacağım” dedi

İstanbul Film Festivali’nden Görkemli Açılış


İstanbul Film Festivali’nin Açılış Töreni; Bergüzar Korel ve Cem Davran’ın sunuculuğunda Candan Erçetin, Şevval Sam ve Melike Demirağ’ın şarkılarıyla renklendi. Selim Atakan’ın piyanosu eşliğinde sahne alan Candan Erçetin “Une Belle Histoire” ve “İçin için yanıyor yanıyor bu gönlüm”, Şevval Sam “Singing in the Rain” ve “I could have danced all night” ve Melike Demirağ ise “Yar yar değil” ve “Rüzgârlı bir Akşamüstü” adlı şarkılarını seslendirdi.

İKSV tarafından AKBANK sponsorluğunda gerçekleştirilen ve sinemaseverlerin bütün bir yıl heyecanla bekledikleri Uluslararası İstanbul Film Festivali, 3 Nisan Cuma akşamı Lütfi Kırdar Uluslararası Sergi ve Kongre Sarayı’nda, Türk sinemasının geçmişten günümüze tüm seçkin simalarının buluştuğu bir törenle açıldı.

Ablası Yazdı Bergüzar Poz Verdi

İkinci kitabı ‘Sessiz Çığlık’ı yayımlayan Zeynep Korel Busbee, kitabının kapağına kardeşi Bergüzar Korel’in bir fotoğrafını koydu.

Kitabının çok sevileceğine inanan Zeynep Korel Busbee, kendini hâlâ yazar olarak görmüyor ve “Çok okumam, yaşamam, sevinmem, üzülmem ve dizlerimi daha çok yaralamam lazım” diyor

Tanju Korel-Hülya Darcan çiftinin büyük kızı Zeynep Korel Busbee’nin, 2005 yılında vefat eden babası Tanju Korel’e adadığı kitabının ardından ikinci kitabı ‘Sessiz Çığlık’ da, raflardaki yerini aldı. Ünlü oyuncu Bergüzar Korel’in ablasına destek olmak amacıyla kapak fotoğrafı çektirdiği kitap, bir aşk hikayesini anlatıyor.

İlk kitabınız ‘Babamla Son 84 Gün’den sonraki ikinci kitabınız piyasada. Son kitabınızın içeriğinden bahseder misiniz?

Bu bir aşk romanı. Ama çok alışılagelmiş bir aşk romanı diyemem. Aşk konusunda kimimiz şanslıyızdır. Aşık olur, sever, seviliriz ve mutlu sona gideriz. Ama bazılarımız çeşitli nedenlerden ötürü kırık bir kalple kalır yaşadığı aşkın ardında. Bazı aşklar vardır, yılan hikayesine döner. Tüm ömrünüzü etkiler… Bu hikaye tüm bunlardan farklı ve içinde herkes kendinden bir şeyler bulacak. Çok da açık vermek istemiyorum. Anlatmak zor. Okuyunca sanırım daha iyi anlaşılacağım.

Bu kitapta gençlerin alabileceği bir mesaj ya da almaları gereken bir ibret var mı?

Olduğunu düşünüyorum. Bu kitap bir aşkı anlatıyor ama yan olaylar, anlatılan aşkı bambaşka bir yere sürüklüyor. Gençlerimizin ayakları yerden kesiliyor aşık oldukları zaman. Aile, okul hayatları ikinci plana atılıyor. Birileri onlara bir şeyler anlattığında dinleseler, daha emin adımlarla yürüyecekler ve incinmeleri o kadar kolay olmayacak aslında. Şunu bilmek gerekir ki aşk denen duygu güzel olduğu kadar baş belası. Acıtır ve üzer. Üzmezse zaten aşk olmaz. Aşk olmadan da sağlam bir sevgi oluşmaz. Eğer sevgi yerini arkadaşlığa, paylaşıma, canına zarar gelecek diye duyulan kalp çırpıntısına bırakırsa, o zaman gerçek aşk çıkar ortaya. Bence ilişki ve aşk aynı kefeye konmamalı. Gözle sevmek değil kalple, yürekle sevmektir aşk. İçinin titremesi, burun direğinin sızlamasıdır. Tarifsiz olmasıdır
belki de. Risk almak, fedakarlık yapmaktır. Ben bu kitabı okuyan kişilerin özellikle gençlerin, ilişkilerinde biraz daha sağlam adımlarla yürüyebileceklerine inanıyorum. Aşkta kendimizi kaybettiğimiz zaman olanlar çok yıpratıcı oluyor.

En Popüler Yüzler


Medya Takip Merkezi (MTM), 2008 yılında yayımlanan dergileri mercek altına alarak, dergilerin en çok kapak yaptıkları ünlüleri araştırdı. Buna göre, Türkiye’deki dergi kapaklarının en popüler yüzleri, Recep Tayip Erdoğan, ABD’nin yeni başkanı Obama, Rahmi Koç, Deniz Akkaya, Demet Akalın ve Bergüzar Korel oldular..

En popüler siyasi yüzler: Erdoğan ve Gül
2008 yılının bütününü kapsayan araştırmaya göre, siyaset dünyasının en popüler yüzü ise Başbakan Erdoğan oldu. Yıl boyunca 8 farklı derginin kapağına tam 20 kez konuk edilen Erdoğan, aktüel, siyaset ve ekonomi dergilerinde boy gösterdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise 11 kez kapak konuğu olarak ikinci sırada yer aldı.

Yılın en popüler işadamı: Rahmi Koç
Yıl boyunca popülaritesi en yüksek işadamı ise, dergi vitrinlerine beş kez konuk olan Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç oldu. Vakko mağazalarının sahibi Cem Hakko, yıl boyunca dergi kapaklarını en çok süsleyen ikinci işadamıydı.

Reytingi en yüksek manken: Deniz Akkaya
Yılın en popüler yüzü ise 11 kez dergi vitrinlerini süsleyen ünlü manken Deniz Akkaya oldu. Başarılı mankenin albenisine en çok başvuran yayınlar ise magazin ve alışveriş dergileriydi. Aynı araştırma sonuçlarına göre; geçtiğimiz yılın en popüler diğer yüzleri sırasıyla Çağla Şikel, Ece Sükan, Hande Subaşı ve Ebru Şallı oldu.

Sanat dünyasının yeni yüzü Demet Akalın’ın albenisi yüksek oldu
Aynı rapora göre, sanat dünyasında dergilere en çok kapak olan isim Demet Akalın’dı. Özel hayatıyla olduğu kadar cesur fotoğraflarıyla da dikkat çeken ünlü şarkıcı, popülaritesine en sık başvurulan yüzlerden biriydi.

TV ekranlarının parlayan yüzü Bergüzar Korel
Binbir Gece dizisiyle trendi yükselen Bergüzar Korel, dergiler için yılın en değerli yüzlerinden bir diğeriydi. Bergüzar Korel gibi tek bir diziyle trendi yükselen oyunculardan olan Fahriye Evcen, geçtiğimiz yılın en popüler kapak yüzleri arasında ikinci sırada yerini aldı. Yılın en çok rağbet gören diğer ünlüleri Tuba Büyüküstün, Özge Özberk ve Nehir Erdoğan’dı.